11 Ağustos 2010 Çarşamba

Dans edelim mi?

Şimdi lütfen herhangi bir Farid Farjad eserini dinlemeye başlayın ve karakterinizi kendinizle özleştirmeye çalışın. Onu hissedin, neler yapabileceğini, neler yapması gerektiğini, hedeflerini, tutkularını, isteklerini ve korkularını...

O hüzünlü müziği özümseyin, bütün çevrenizi o müziğin içine hapsetmeniz gerekiyor... Onları bu garip ve hüzünlü dünyanın içine çekip karanlık dansınıza katmalısınız...

Doğru adımlar... Çarpıtmalar... Kıvamında yalanlar... Bütün bunlar hüzünlü ve karanlık dansımızın ana figürleri olacaklar. Şehvetli bir kadının kolları gibi kuşatacaksınız rakiplerinizi ama sanmayın ki bununla bitecek bu iş...

bunlar sadece başlangıç olacak, yeri geldiğinde çılgın bir tempoya kavuşacak müzik ve figürleriniz, yeri geldiğindeyse işkence gibi bir yavaşlığa... Ayak uydurmayı başarırsanız eğer artık zaferin kapıları önünüzde sonuna kadar açılacak...

Ancak sabırsızlık bu zafer dansını mahvedebilir ve enstrümanlarınız olan çalışanlarınızın beceriksizlikleri bu gösteriyi aksatabilir. Yapmanız gereken doğru tercihler ve iyi bir gözlem, zira bir yaylının işini bir vurmalıya yaptıramazsınız. Bir kemanın öldürücü güzelliğini bir davuldan beklememelisiniz...

Sabır, dikkat, öngörü ve iyi bir stil size zaferi getirecektir...


---

Umarım betimlemelerim yeterince açıklayıcıdır ve gözlerinizde kötü adamların güzel dünyalarını canlandırabilmişimdir... Zira bir daha açıklamayacağım... :)

Dönüş

Selamlar...

Ahh kusurumuza bakmayın lütfen! Bazen gidilen seferlerden dönmek uzun sürebiliyor; kurulan entrikaların, yapılan planların pürüzsüzce işlemesi için diğer tüm işler aksatılabiliyor ama artık bitti...

Geri geliyoruz...